Suriyeli Mülteciler ve Belediyelerin Sorumluluğu: İzmir Örneği
Suriyeli göçünün başladığı Nisan 2011’den bu yana en fazla sayıda Suriyeli mülteciyi† barındıran ülke olarak Türkiye, mülteciler için hem geçiş hem de konaklama ülkesi olmuştur. Karşı karşıya kalınan kitlesel insan hareketi Türkiye’nin göç mevzuatını da değiştirmiştir. Suriyeli mültecilerin hukuki durumunun belirlenmesi için “geçici koruma” statüsü getirilmiş ve ilgili mevzuat yeniden düzenlenmiştir. Merkezi idareye bağlı yapılanmalar yanında, yerel yönetimler de başta 5393 sayılı Belediye Kanunun Hemşehri Hukuku başlıklı 13. Maddesi olmak üzere çeşitli düzenlemelerden hareketle mültecilere hizmet sunumu açısından görevlendirilmiştir.
İzmir, Suriyeli mülteciler için yaşama ve Avrupa’ya geçiş noktası olarak tercih edilen illerden biridir. Suriyeli mülteciler, kent merkezindeki çöküntü alanlarında barınmaktadırlar. Çevre ilçelerde ise mevsimlik işçi olarak çalışmakta ve geçici çadır alanlarında yaşamaktadırlar. Beslenme ve barınma gibi en temel ihtiyaçların giderilmesinde dahi sorunlar yaşanmaktadır. Bu durumda Suriyeli mültecilerin yaşamlarını devam ettirmeleri için yerel yönetimlerin önemi artmaktadır. Neredeyse Türkiye’nin tüm illerine dağılmış olan Suriyeli mültecilerin yerel yönetimlerin hizmetlerinden yararlanmasında uygulama birliği bulunmamaktadır. Belediyelerin bir kısmı mültecilere hizmet sunumuyla görevli olmadıklarını ifade ederken bir kısmı mültecilere hizmet sunmaktadır.
Bu çalışmada İzmir’deki büyükşehir dâhil otuz bir belediyenin Suriyeli mültecilere yönelik hizmet sunumları değerlendirilmektedir. Çalışmada, Suriyeli mültecilerin hukuki durumu ve belediyelerin sorumluğu ele alındıktan sonra 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında belediyelerden edinilen bilgiler paylaşılarak, hizmet sunumuna ilişkin değerlendirme yapılmaktadır.
Araştırma Makalesine ulaşmak için buraya tıklayın.
Yorum Bırakın